11 Mart 2025 Salı
Millî Savunma Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle başlatılan “İlk Mektubum Mehmetçiğe” projesi kapsamında, 180 okulda eğitim gören 1. sınıf öğrencileri, ilk mektuplarını askerler için yazdı. Türkiye’nin yedi bölgesindeki okullarda kaleme alınan 11 binden fazla mektup, farklı bölgelerde görev yapan askerlere ulaştırılacak.
Ankara’daki Şehit Mustafa Yiğitalp İlkokulu öğrencileri de proje kapsamında bir etkinlik gerçekleştirdi. Okuma yazmayı öğrenen öğrenciler, ilk mektuplarını asker ağabey ve ablalarına yazdı. Etkinlik sırasında Millî Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan paketler öğrencilere dağıtıldı. Bu paketlerde Türk bayrağı, boyama kitapları, kalem ve silgi gibi çeşitli hediyeler yer aldı. Öğrenciler, Mehmetçiklere duygularını ve hayallerini anlatan mektuplar yazarken, etkinlik boyunca askerlerle sohbet etme imkânı da buldu.
Şehit Mustafa Yiğitalp İlkokulu’nda düzenlenen etkinliğe Millî Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet ve Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci katıldı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, öğrencilerin ilk mektuplarını Mehmetçiklere yazmasının anlamlı olduğunu belirterek, bunun gelecek nesiller için önemli bir değer taşıdığını ifade etti. Mehmetçiğin üstlendiği görevin önemine vurgu yapan Yelkenci, bu tür projelerin çocuklarda millî bilinç oluşturduğunu dile getirdi.
Millî Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet ise projenin, çocukların vatanseverlik duygularını güçlendirmeye katkı sağlayacağını belirtti. Heybet, “Mehmetçiklerimize ulaşacak bu mektuplar, onların moral ve motivasyonunu artıracaktır. Aynı zamanda öğrencilerimiz için de büyük bir anlam taşıyor. Mehmetçiklerin çocuklarımızın mektuplarına yanıt vermesi, milletimiz arasındaki bağları daha da güçlendirecektir” dedi.
Etkinlik kapsamında yazılan mektupların, Türkiye’nin farklı bölgelerinde görev yapan askerlere ulaştırılacağı açıklandı. Sembolik olarak, bir öğrencinin yazdığı mektup Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci tarafından Millî Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet’e teslim edildi. Heybet, teslim aldığı mektubun ve diğer öğrencilerin mektuplarının Şırnak’ta konuşlu 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığı’nda görev yapan askerlere ulaştırılacağını belirtti.
Etkinliğin sonunda, Millî Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet, Şehit Mustafa Yiğitalp İlkokulu’na Anıtkabir’de dalgalanmış Türk bayrağını hediye etti. Bayrak, okulun Atatürk Köşesi’nde muhafaza edilmek üzere Okul Müdürü Mehmet Engin’e teslim edildi. Heybet, bayrağı teslim ederken, bu tür değerlerin genç nesillere aktarılmasının önemine vurgu yaptı.
“İlk Mektubum Mehmetçiğe” projesi, hem öğrencilerin hem de askerlerin duygusal bağlarını güçlendirmeyi amaçlarken, çocuklarda millî bilinç ve vatan sevgisini pekiştirmeyi hedefliyor.
Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın yaptığı çağrı:
“PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır.
Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.
Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.
Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.
Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.”
Toplantının açılışında konuşan Bakan Şimşek, Katar heyetini ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, Türkiye ile Katar arasındaki güçlü siyasi ilişkilerin ekonomik iş birlikleriyle daha da ileriye taşınacağını vurguladı.
İki ülkenin pek çok alanda örnek bir dayanışma sergilediğine dikkat çeken Şimşek, Katar’ın 2023 yılındaki deprem sonrası verdiği desteğe teşekkür etti. Türkiye-Katar ortaklığının bölgesel barış, güvenlik ve refaha katkı sağladığını belirten Şimşek, teknik ekiplerin yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirdiğini ifade etti.
Türkiye ve Katar arasında yatırım ve iş birliğinin güçlendirileceği alanlara da değinen Bakan Şimşek, karşılıklı yatırımların artırılması, stratejik sektörlerde ortaklıkların genişletilmesi, büyük projeler ve yeşil büyüme için finansman sağlanması gibi konuların ele alındığını belirtti. Bankacılık sektöründeki bağların kuvvetlendirilmesi, Merkez Bankaları arasındaki iş birliğinin derinleştirilmesi, konut ve gayrimenkul yatırımlarının teşvik edilmesi ve ihracat finansmanının güçlendirilmesi de toplantının gündeminde yer aldı.
Türk müteahhitlerinin bölgedeki başarısını hatırlatan Şimşek, bu potansiyelin üçüncü ülkelerde de değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin güçlü altyapısı, üretim kapasitesi, gelişen AR-GE yapısı ve sunduğu teşviklerle yatırımcılar için büyük fırsatlar barındırdığını vurgulayan Şimşek, Katarlı yatırımcıları bu fırsatları değerlendirmeye davet etti.
Türkiye’nin, Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) sayesinde 54 ülkeyi kapsayan geniş bir pazara erişim sağladığını belirten Şimşek, bu entegrasyonun küresel ticaretteki dalgalanmalara karşı önemli bir koruma sağladığını ifade etti. Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması (GCC FTA) müzakerelerinin ilerletilmesine Katar’ın verdiği desteğe de teşekkür eden Şimşek, toplantının iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri daha da güçlendirmesini temenni etti.
Toplantı kapsamında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Katar Maliye Bakanı Ali Bin Ahmed Al-Kuwari, karşılıklı iş birliğine ilişkin bir protokol imzaladı.
Üniversite öğrencilerine mesleki deneyim kazandırmayı amaçlayan İŞKUR Gençlik Programı için başvuru süreci resmen başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, programın bugün itibarıyla başvuruya açıldığını duyurdu. Üniversite öğrencilerinin hem mesleki becerilerini geliştirebilecekleri hem de gelir elde edebilecekleri bu program, devlet üniversitelerinde eğitim gören gençler için özel olarak hazırlandı.
Bakan Işıkhan, programın gençlerin eğitimlerine ara vermeden kampüslerinde katılım sağlayabilecekleri şekilde tasarlandığını belirterek, “Üniversite öğrencilerimiz bilimsel projelerden laboratuvar çalışmalarına, kütüphane hizmetlerinden sürdürülebilir kampüs faaliyetlerine kadar birçok alanda görev alarak tecrübe kazanabilecekler.” ifadelerini kullandı.
Programa katılan öğrenciler, finansal okuryazarlık, CV hazırlama ve mülakat teknikleri gibi konularda eğitim alacak. Ayrıca, sigorta primleri devlet tarafından karşılanırken, günlük 183 lira ödeme yapılacak. Haftada en fazla üç gün çalışarak, aylık 15 bin 162 liraya kadar gelir elde etme imkanı sunulacak.
İlk etapta 100 bin öğrencinin yararlanacağı programın, dört yıl içinde 1 milyon gence ulaşması hedefleniyor. Başlangıç tarihleri üniversitelere göre farklılık gösterebileceğinden, öğrencilerin üniversitelerinin duyurularını takip etmeleri gerekiyor.
Başvurular, İŞKUR Mobil uygulaması ve gençlik.iskur.gov.tr platformu üzerinden gerçekleştirilebilecek.
Ataşehir’de, evinde uygulanan “sarı serum” tedavisinin ardından hayatını kaybeden Harun Bayramoğlu’na müdahalede bulunan hemşire A.T., savcılıktaki ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hemşire, ifadesinde Bayramoğlu’nun kendi talebi doğrultusunda işlem yaptığını belirtti.
Tedavi sonrası hayatını kaybetti
Olay, Ataşehir İçerenköy Mahallesi’nde meydana geldi. Evinde serum tedavisi aldıktan sonra fenalaşan Harun Bayramoğlu, sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bayramoğlu’na tedaviyi uygulayan hemşire A.T., olay sonrası gözaltına alındı ve savcılıktaki ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Hemşirenin açıklamaları ortaya çıktı
Serbest bırakılan A.T.’nin verdiği ifade dikkat çekti. Hemşire, Bayramoğlu’nun uzun yıllardır sağlık hizmeti aldığı bir hasta olduğunu ve isteği üzerine tedaviyi gerçekleştirdiğini söyledi. Açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Özel işletmemde tek çalışıyorum. Evde sağlık hizmeti vermekteyim. İşletmemiz Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenir. Soruşturma evrakında adı geçen Harun Bayramoğlu isimli şahsı ve ailesini yaklaşık olarak 6 senedir tanırım ve ailecek görüştüğüm insanlardır. Kendilerine sağlık ihtiyaçları konusunda ücret karşılığı destek olurum. Harun Bayramoğlu’na yaklaşık 5 senedir, senede 5-6 kez olmak üzere serum bağlanması ve diğer ilaç tedavileri hususunda yardımcı oluyorum. Harun Bayramoğlu, doktorun kendisine yazmış olduğu reçeteyi bana gönderir. Ben, reçetede yazılı olan ilaçları temin ederek Harun Bayramoğlu’nun ikametinde kendisine uygularım. Bu son olayda kullandığımız ilaçlara ilişkin bir reçete yoktur. Harun Bayramoğlu’nun kendisinin ısrarı üzerine işletmemde bulunan ilaçlarla birlikte ikamete geçtim. Harun Bayramoğlu’nun son olayda kendisinin ısrarcı olduğuna ilişkin eşi Leyla Bayramoğlu da şahittir. İkamette serumu Harun Bayramoğlu ve Leyla Bayramoğlu’nun önünde hazırladım. Kesinlikle sarı serum olarak bilinen ilacı kullanmadım. İlk olarak parasetamol uyguladım, daha sonra 500 cc olan serumu taktim. Bu serum izolen dengeli serum olarak geçmektedir, içeriğinde sodyum ya da glikoz bulunmamaktadır”
“Reçetesiz uyguladığım için kusurlu olabilirim”
A.T., ifadesinde tedavi sırasında Bayramoğlu’nun mide bulantısı hissettiğini ve bu nedenle serumu hemen durdurduğunu belirtti.
“İlaçları Harun Bayramoğlu’nun kendi isteği doğrultusunda uyguladım. Olay anında parasetamol dediğimiz küçük şişe tamamen bitti. Büyük seruma başladıktan sonra yaklaşık 5 damla kullanım sonrasında Harun Bayramoğlu midem bulanmaya başladı deyince direkt olarak serumu durdurdum. Sonrasında aracıma giderek müdahale için gerekli ilaçları alarak eve geri döndüm. Geldiğimde eşi serumu çekmişti. Harun Bayramoğlu yerde uzanır vaziyetteydi, tekrar damar yolu açarak araçtan aldığım ilaçları uyguladım. Ambulans gelene kadar ilk müdahaleyi yaptım, tahta kaşık ile diline kaçmaması için bastırdım, hastayı yan çevirdim. Bir süre sonra ambulans geldi, akabinde kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini öğrendim. Konuyla ilgili olarak reçetesiz işlem yaptığım için kusurlu olabileceğimi düşünüyorum ancak benzer konularda aynı uygulamaları yaptığımız için bu şekilde hareket ettim. Konuyla ilgili üzgünüm, söyleyeceklerim bunlardan ibarettir” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.