05 Mart 2025 Çarşamba
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, gündemdeki “Terörsüz Türkiye” hedefiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Arslan, terörün sona ermesi için üzerlerine düşen her görevi yerine getireceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından başlatılan “Terörsüz Türkiye” süreci hakkında konuşan Arslan, bu adımı tarihi bir gelişme olarak değerlendirdi.
Arslan, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Türkiye’nin birlik ve beraberliği, toplumsal barışın sağlanması ve milletimizin huzur içinde yaşayabilmesi en büyük hedefimizdir. Bunun için de uzun yıllardır Türkiye’nin kanayan yarası olan terörün sonlandırılmasına yönelik olarak “Terörsüz Türkiye” şiarıyla başlatılan tarihi adımı, son derece önemli buluyor ve destekliyoruz. Bu sürecin başlatılması ve yürütülmesinde gösterdikleri kararlılık dolayısıyla başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyoruz.
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, ülkemizin birliği, bekası, bağımsızlığı ve geleceği ile oynayan, masum insanlarımızın canına kasteden ve toplumsal barışı tehdit eden, milyarlarca dolarlık kaynağın terörle mücadelede kullanılması nedeniyle ülkemizin kalkınmasını engelleyen, her türlü terör eylemini en güçlü şekilde lanetliyoruz. Çalışanlarımızın emeğini yok eden, ülkemizin istikrarını bozmayı amaçlayan her türlü yapı ve girişimin karşısında durmaya devam edeceğiz.”
2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde HAK-İŞ’in Akil İnsanlar Heyeti’nde yer aldığını hatırlatan Arslan, toplumsal barış ve kardeşlik ortamının güçlenmesi adına sorumluluk üstlendiklerini belirtti.
“Bugün de aynı inanç ve kararlılıkla ‘terörsüz bir Türkiye’ için elimizden geleni yapacağız. Bu süreç, ülkemiz için tarihi bir dönüm noktasıdır ve sabote edilmesine izin verilmemelidir.” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede toplumun her kesiminin ortak bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Arslan, farklılıkların bir ayrışma sebebi değil, zenginlik olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarken, şehit ailelerine başsağlığı diledi. Ayrıca, güvenlik güçlerine teşekkür ederek, “Terörsüz Türkiye” sürecinin başarıyla tamamlanmasını temenni etti.
PKK terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan, DEM Parti ile İmralı’da bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Öcalan, PKK’ya “silahları bırakma” çağrısı yaptı.
Nissan’ın efsanevi spor otomobili GT-R R35, 18 yıllık üretim serüveninin ardından yollara veda ediyor. 2007 yılında tanıtılan ve “Godzilla” lakabıyla anılan bu ikonik modelin üretimi, 28 Şubat 2025 tarihinde Japonya’da resmen sona erdi. Nissan, resmi web sitesinde yayınladığı bir mesajla, uzun yıllar boyunca gösterilen ilgi ve destek için müşterilerine teşekkür etti.
Nissan GT-R R35, ilk kez 2007 Tokyo Otomobil Fuarı’nda otomobil severlerin beğenisine sunuldu. O tarihten bu yana, 2010, 2016 ve en son 2023 yıllarında olmak üzere çeşitli stil ve teknik güncellemelerle yenilendi. Aracın kalbinde, her zaman 3,8 litrelik V6 biturbo motor yer aldı. Bu motor, başlangıçta 473 beygir gücü (353 kW) üretirken, son standart versiyonda 565 beygir gücüne (421 kW) ve Nismo versiyonunda ise 600 beygir gücüne (447 kW) ulaştı.
GT-R R35’in üretimi, bölgesel düzenlemeler ve pazar koşullarına bağlı olarak kademeli olarak sonlandırıldı. Kuzey Amerika pazarı için üretim, Ekim 2024’te T-Spec Takumi ve Skyline sınırlı serileriyle sona erdi. Daha önce, GT-R 2021’de Avustralya ve Yeni Zelanda’dan, Mart 2022’de ise Avrupa ve Birleşik Krallık’tan çekilmişti. Giderek daha katı hale gelen güvenlik, emisyon ve gürültü düzenlemelerinin, Nissan’ın bu kararı almasını kaçınılmaz hale getirdiği belirtiliyor.
GT-R R35, performansı ve dayanıklılığı sayesinde otomobil dünyasında özel bir yere sahip oldu. Yüksek hızlara ulaşabilen bu model, birçok otomobil tutkununun hayallerini süsledi. Ayrıca, sınırlı sayıda üretilen özel versiyonlarıyla da koleksiyoncuların ilgisini çekti. Örneğin, 2019 yılında tanıtılan ve sadece 19 adet üretilen Nissan GT-R50 modeli, 710 beygir gücündeki 3,8 litrelik V6 motoruyla dikkat çekti.
Nissan, GT-R R35’in üretiminin sona ermesiyle birlikte, gelecekte bu efsanevi modeli elektrikli bir versiyonla yeniden canlandırmayı planlıyor. Şirketin global ürün stratejisi başkanı Ivan Espinosa, GT-R’ın elektrikli bir versiyonunun geliştirilmesinin stratejik bir yön olduğunu ve bu adımın mevcut pazar düzenlemeleriyle uyumlu olduğunu belirtti. Bu hamle, Nissan’ın performans odaklı araçlarını elektriklendirme çabasının bir parçası olarak görülüyor.
Türk müziğinin efsanevi isimlerinden Edip Akbayram, 2 Mart 2025 tarihinde, 74 yaşında hayatını kaybetti. Sanatçı, bir süredir tedavi gördüğü Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.
Edip Akbayram, 29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğdu. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalanan Akbayram, çocukluğunu bu hastalıkla mücadele ederek geçirdi. Müziğe olan tutkusu da bu yıllarda başladı. Haftalığından biriktirdiği paralarla ünlü pop şarkıcılarının konserlerine gider, eve döndüğünde aynanın karşısında onların taklitlerini yapardı. Çocukluk yıllarında bir orkestra kurdu ve amatör olarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda çalıştı.
1968 yılında Gaziantep Şahinbey Atatürk Lisesi’nden mezun olan Akbayram, arkadaşları Hasan Bora ve Mesut Mertcan ile birlikte kendi orkestrasını kurdu. Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan Abdal’ın, Karacaoğlan’ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler’di. Plak, “Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası” ve “Edip Akbayram ve Siyah Örümcekler” başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.
Lise mezuniyetinin ardından 1968 yılında İstanbul’a gelen Akbayram, profesyonel müzik çalışmalarına başladı. 1971 yılında Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı ve Âşık Veysel’in bir şiirinden esinlenerek gerçekleştirdiği ilk bestesi olan “Kükredi Çimenler” ile birinci oldu. 1974’te Dostlar Orkestrası’nı kurarak Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri haline geldi.
1980’li yıllar, Edip Akbayram ve benzeri müzik yapan sanatçılar için zor yıllardı. 1981-1988 yılları arasında bestelerinin TRT’de çalınması yasaklandı. Ancak 1990’ların ortasından itibaren, özellikle “Türküler Yanmaz” albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Akbayram, bu albümü Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenlere ithaf etti. Bu albümde Can Yücel’in, Oktay Rifat’ın, Ahmed Arif’in, Vedat Türkali’nin yapıtlarından bestelediği şarkılar vardı.
Edip Akbayram, müzik kariyeri boyunca birçok ödül kazandı. “Aldırma Gönül” ve “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı parçalarıyla satış rekorları kırdı ve altın plak kazandı. Çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü bulunmaktadır.
Sanatçının diskografisi oldukça geniştir. 1974 yılında kendi adını taşıyan “Edip Akbayram” albümünü çıkardı. 1977’de “Nedir Ne Değildir?”, 1982’de “Nice Yıllara Gülüm”, 1984’te “Dostlar 1984”, 1985’te “Dostlar 1985”, 1986’da “Yeni Gelen Güne Türkü”, 1988’de “Özgürlük”, 1990’da “Şahdamar”, 1991’de “Senden Haber Yok”, 1992’de “Unutamadıklarım”, 1993’te “Bir Şarkın Olsun Dudaklarında”, 1994’te “Türküler Yanmaz”, 1996’da “Güzel Günler Göreceğiz”, 1997’de “Yıllar”, 1998’de “Dün ve Bugün”, 1999’da “İlk Günkü Gibi”, 2001’de “Selam Olsun”, 2002’de “33’üncü”, 2004’te “Dün ve Bugün 2”, 2005’te “Dün ve Bugün 3”, 2008’de “Söyleyemediklerim” ve 2012’de “Mayıs” albümlerini müzikseverlerle buluşturdu.
Edip Akbayram, 1979 yılında Ayten Akbayram ile evlendi. Bu evlilikten Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu ve bir kızı dünyaya geldi.
Sanatçı, geçtiğimiz aylarda zatürre nedeniyle bir süre hastanede tedavi gördü. Taburcu edildikten sonra evinde düşerek iç kanama geçirdi ve 9 Ocak’ta yeniden hastaneye kaldırıldı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakım servisine alınarak tedavisine başlandı. 52 gündür yoğun bakımda tedavisi süren Edip Akbayram, doktorların tüm müdahalelerine rağmen 2 Mart 2025 tarihinde saat 19.30’da çoklu organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.
Hollywood’un en sevilen isimlerinden biri olan Matthew Perry, kariyeri boyunca birçok başarılı projeye imza atmış ve özellikle Friends dizisindeki Chandler Bing karakteriyle hafızalara kazınmıştır. Komedi dünyasının en parlak yıldızlarından biri olarak kabul edilen Perry, hem oyunculuk yeteneği hem de sahnedeki keskin mizah anlayışıyla milyonlarca insanı kahkahaya boğmuştur.
Ancak Perry’nin hayatı yalnızca şöhret ve başarıdan ibaret değildi. Özel hayatında büyük mücadeleler veren ünlü oyuncu, bağımlılıkla olan savaşı, sağlık sorunları ve kişisel hayatındaki iniş çıkışlarla da sık sık gündeme gelmiştir. İşte Matthew Perry’nin kariyeri, özel hayatı ve geride bıraktığı miras hakkında tüm detaylar…
Matthew Langford Perry, 19 Ağustos 1969’da Massachusetts, ABD’de doğdu. Babası John Bennett Perry ünlü bir aktör ve modeldi, annesi ise Kanada’da gazetecilik yapıyordu. Perry, annesiyle birlikte Kanada’ya taşındı ve burada büyüdü. Küçüklüğünden itibaren spora ilgi duyan Perry, özellikle tenis konusunda oldukça yetenekliydi ve genç yaşlarda profesyonel bir tenis oyuncusu olmayı hedefliyordu.
Ancak oyunculuğa olan ilgisi ağır bastı ve Los Angeles’a taşınarak kariyerine odaklandı. 1980’lerin sonlarında televizyon dünyasına adım atan Perry, çeşitli dizilerde küçük roller almaya başladı.
1994 yılı, Perry’nin kariyerinde en büyük dönüm noktalarından biri oldu. NBC’nin efsane dizisi Friends, altı arkadaşın New York’taki hayatını konu alıyordu ve Perry, esprili ve kendine has mizah anlayışıyla öne çıkan Chandler Bing karakterine hayat verdi.
Chandler Bing, komik ve biraz da alaycı tavırlarıyla izleyicilerin favori karakterlerinden biri haline geldi. Friends, 10 sezon boyunca büyük bir başarı elde etti ve Perry’yi tüm dünyada tanınan bir yıldız yaptı.
Dizideki performansı sayesinde Perry, Altın Küre ve Emmy Ödülleri’ne aday gösterildi. Friends’in final yaptığı 2004 yılına kadar, oyuncuların her biri bölüm başına 1 milyon dolar kazanıyordu ve bu, dönemin en yüksek televizyon maaşlarından biri olarak tarihe geçti.
Friends sonrası Matthew Perry, birçok film ve televizyon projesinde yer aldı. İşte kariyerindeki bazı önemli yapımlar:
Perry, oyunculuğun yanı sıra senaristlik ve yapımcılık da yaptı. Ancak Friends sonrası dönemde, televizyon dünyasında aynı düzeyde büyük bir başarı elde etmekte zorlandı.
Matthew Perry’nin özel hayatı, onun için zorlu bir yolculuktu. Friends döneminde, Perry bir reçeteli ağrı kesici bağımlılığı ile mücadele ediyordu. 1997’de bir jet ski kazasından sonra kendisine reçete edilen ağrı kesicilere bağımlı hale geldi.
Zamanla alkol ve opioid bağımlılığıyla mücadele etmeye başladı. Perry, 2000’li yıllarda defalarca rehabilitasyon merkezine yattı ve bir röportajında Friends’in birkaç sezonunu hiç hatırlamadığını itiraf etti.
2022 yılında yayınlanan otobiyografisi “Friends, Lovers, and the Big Terrible Thing”, Perry’nin bağımlılıkla olan mücadelesini detaylı bir şekilde anlattığı bir kitap oldu. Kitapta ölümden döndüğü anları ve bağımlılık sürecinin hayatına nasıl zarar verdiğini içtenlikle paylaştı.
Perry’nin aşk hayatı da merak edilen konular arasındaydı. Ünlü oyuncu, 1990’larda Julia Roberts ile kısa süreli bir ilişki yaşadı. Daha sonra Lizzy Caplan ile uzun bir birliktelik yaşadı.
2020 yılında Molly Hurwitz ile nişanlandı, ancak çift 2021 yılında ayrıldı. Perry, hiçbir zaman evlenmedi ve çocuk sahibi olmadı.
Matthew Perry, 28 Ekim 2023’te Los Angeles’taki evinde ölü bulundu. Perry’nin ani ölümü, sevenlerini ve hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu.
Ölümünün ardından, Friends dizisindeki rol arkadaşları Jennifer Aniston, Courteney Cox, Lisa Kudrow, Matt LeBlanc ve David Schwimmer başta olmak üzere pek çok ünlü isim, Perry için taziye mesajları paylaştı.
Perry, hayattayken bağımlılıkla mücadele eden insanlara destek olmak istediğini sık sık dile getiriyordu. Ölümünden sonra hayranları, onun bu misyonunu devam ettirmek adına çeşitli yardım kuruluşlarına bağışlar yaptı.
Matthew Perry, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda mizah anlayışı, zekası ve içtenliğiyle milyonlarca insana ilham veren bir figürdü.
Matthew Perry, hayatının büyük bir kısmında mücadele etmesine rağmen, milyonlarca insanı güldürmeyi başardı. Onun mirası, yalnızca bir dizi veya filmle sınırlı değil; hayranlarının kalbinde bıraktığı derin izlerle de devam ediyor.
Netflix’in büyük ses getiren dizisi Wednesday, ilk sezonuyla dünya çapında büyük bir başarı elde etti. Gotik atmosferi, gizem dolu hikayesi ve Jenna Ortega’nın unutulmaz performansıyla izleyicileri kendine hayran bırakan dizi, kısa sürede kült yapımlar arasına girdi. İlk sezonun ardından hayranlar, Wednesday Addams’ın yeni maceralarını merakla bekliyordu. Şimdi ise yeni sezon hakkında heyecan verici detaylar ortaya çıkmaya başladı!
Peki, Wednesday dizisinin yeni sezonunda neler olacak? Yayın tarihi ne zaman? Oyuncu kadrosunda hangi isimler yer alacak? İşte, merak edilen tüm detaylar…
Tim Burton’ın yönetmenliğinde hayata geçirilen Wednesday, klasik Addams Ailesi evrenine modern bir dokunuş getiriyor. Dizi, ailenin en sıra dışı üyesi olan Wednesday Addams’ın Nevermore Akademisi’ndeki maceralarına odaklanıyor.
İlk sezonda Wednesday, akademide yaşanan gizemli cinayetleri çözmeye çalışırken, ailesiyle ve doğaüstü güçleriyle olan ilişkisini de keşfetmişti. Hem doğaüstü olaylarla hem de ergenlik sorunlarıyla baş etmeye çalışan Wednesday, akademide kendine yeni dostlar ve düşmanlar edinmişti. İlk sezonun finali ise birçok soru işaretiyle sona erdi ve yeni sezon için büyük bir beklenti oluşturdu.
Yeni sezonda Wednesday’in Nevermore Akademisi’ndeki macerası kaldığı yerden devam edecek. Ancak yapımcılar, ikinci sezonun daha karanlık ve gizem dolu olacağını belirtiyor. İşte yeni sezona dair öne çıkan detaylar:
İlk sezonda Wednesday, Hyde canavarının sırrını ortaya çıkarmıştı. Ancak finalde, kimliği belirsiz birinin ona tehdit mesajı göndermesi, yeni sezonda karşılaşacağı tehlikelerin ipuçlarını verdi. Yeni sezonda, Wednesday’in daha büyük bir tehdit ile karşı karşıya kalacağı söyleniyor.
Wednesday, ailesiyle olan ilişkisini çok fazla ön plana çıkarmamıştı. Ancak yeni sezonda Morticia ve Gomez Addams ile daha fazla sahne paylaşacağı ve Addams ailesinin daha büyük bir rol oynayacağı konuşuluyor. Bu da dizinin hayranlarını oldukça heyecanlandıran bir gelişme.
Yapımcılar, ikinci sezonda bazı yeni karakterlerin diziye katılacağını açıkladı. Yeni öğretmenler, öğrenciler ve olası düşmanlar, Wednesday’in hikayesini daha da ilginç hale getirecek. Yeni oyuncuların kimler olduğu henüz kesinleşmese de, kadroya birkaç ünlü ismin katılacağı söylentiler arasında.
Wednesday, ilk sezonda daha içine kapanık ve mesafeli bir karakter olarak karşımıza çıkmıştı. Ancak ikinci sezonda karakterinin biraz daha gelişeceği ve çevresiyle olan ilişkilerinde farklı dinamikler göreceğimiz söyleniyor.
İlk sezonda Wednesday’in Tyler ve Xavier ile arasında bazı romantik ipuçları verilmişti. Ancak karakterin duygusal ilişkileri pek de ön planda tutulmamıştı. Yeni sezonda, Wednesday’in aşka nasıl yaklaşacağı ve hikayeye bir romantizm unsuru eklenip eklenmeyeceği büyük bir merak konusu.
İlk sezondaki birçok ana karakterin yeni sezonda da yer alması bekleniyor. İşte yeni sezonda geri dönmesi kesinleşen bazı oyuncular:
Yeni sezon için kadroya katılacak yeni oyuncular hakkında ise resmi bir açıklama henüz yapılmadı.
Netflix, Wednesday dizisinin yeni sezonunu resmen duyurdu ancak kesin yayın tarihi henüz açıklanmadı. Tahminlere göre, ikinci sezonun 2025 yılında izleyiciyle buluşması bekleniyor. Çekimlerin ne zaman başlayacağı konusunda resmi bir bilgi paylaşılmasa da, prodüksiyon sürecinin uzun süreceği tahmin ediliyor.
Wednesday, Netflix’in en çok izlenen dizileri arasında yer alıyor. İlk sezonu yayınlandıktan sonra, şu başarılara imza attı:
Dizinin elde ettiği bu büyük başarı, ikinci sezona olan beklentileri de artırıyor.
Yeni sezon, daha fazla gizem, daha karanlık atmosfer ve daha derin karakter gelişimleri sunarak izleyicileri bir kez daha büyülemeye hazırlanıyor. İşte izleyicilerin yeni sezondan beklediği bazı önemli noktalar:
Wednesday dizisinin ikinci sezonu büyük bir heyecanla bekleniyor. İlk sezonun başarısı ve izleyicilerin ilgisi, yeni bölümlerin daha da iddialı olacağını gösteriyor. Wednesday Addams’ın karanlık dünyasında bizleri nelerin beklediğini görmek için sabırsızlanıyoruz!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.